Saklı Kalan başrollerinde Muhammet Uzuner, Meral Çetinkaya, Burak Sergen gibi deneyimli oyuncuların yanında Burak Sağyaşar, Özgür Çevik ve Melis Birkan gibi popüler isimleri de bir arada kadrosunda bulunduran bir dizi ve geçtiğimiz hafta sezonun en düşük reyting oranlarından birini alarak izleyiciye merhaba dedi. Hak ediyor muydu? Hayır. Ancak bu reyting sisteminde büyük başarı almaması tahmin edilebilirdi. Nasıl mı?
Özetle derseniz Saklı Kalan dizisi hikayesi evli bir adamla (Murat Cevher – Muhammet Uzuner) ilişki yaşayan bir üniversite öğrencisini (Defne – Melis Birkan) anlatıyor. Cevher ailesi olası bir skandalı önlemek üzere Murat’tan habersiz Defne’yi ortadan kaldırılıyor. Genç kadının sır dolu kayboluşu onun ikiz kardeşini intikama ve sır perdesini aralamaya itiyor. Yıllar sonra ortaya çıkan bu ikiz kardeş, Defne gibi davranarak yeniden Murat’ın hayatına giriyor. Yan hikayelerle güçlendirilen ana konu özetle bu. Bence sorun da tam olarak burada.

Saklı Kalan adlı dizi, hedef kitlesi olan kadın izleyiciden, Defne’nin intikamını izlemesini bekliyor. Halbuki Defne hikayemizde evli olduğunu bile bile bir adamla ilişki yaşayan, çevresindeki herkese bu evlilikten haberdar olmadığını söyleyerek ilişkisini”meşru” göstermeye çalışan bir karakter. Eşine, hayat arkadaşına bağlılık üzerine bir hayat kuran kadın izleyicinin eşini her an elinden alma tehlikesi bulunan, hatta mahalle içi dedikodu gündemi olan “üniversiteli genç ve güzel kadın” ile bağ kurmasını bekleyemezsiniz. Henüz “kızlı erkekli öğrenci evi” tartışması bu kadar taze ve öğrenciler her an sevişmeye hazır potansiyel seks özneleri olarak mimlenmişken, evinde kocasını bekleyen kadınlara “siz Defne’yi anlayın” diyerek bir hikaye izletemezsiniz.
Dizinin Mehmet Ada Öztekin imzalı özenli rejisi bile hikayesindeki bu problemi göz ardı etmemizi sağlayamıyor. Müziklerinin ve pastel renk paletinin izlerken içimi darladığı dizi başta hikayesindeki ana karakterin özellikleri ile başarı şansını düşürüyor… Oysa oyunculuklar o kadar iyi ki. Kısaca, Saklı Kalan keşke yazık olmasa dediğim işlerden. Ancak yazık olacak gibi…
Yazı Dipnot Tablet 145. sayısında yayınlanmıştır… Dipnot Televizyon yazılarını ve çok daha fazlasını Dipnot Tablet dergide okuyabilirsiniz.