Oyuncu Sedef Şahin ile Dipnot Tablet okurları için keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Arkadaşım olması avantajıyla tüm sorularımı çekinmeden sordum, Sedef Şahin de samimiyetle hiçbir soruyu yanıtsız bırakmadan televizyon dünyasından, sinema filmine, futboldan aşk hayatına kadar tüm soruları yanıtladı. Kahkaha dolu olan röportaj sizin de yüzünüzde bir tebessüm bırakacak…

Bir süredir ekranlardan uzaksın, en son Peri Masalı ile beyazperdedeydin. Neler yapıyorsun bu ara?
Projeleri değerlendiriyorum, görüşmeler yapıyorum, içime sinen projeyi bekliyorum.
İçine sinecek projenin olmazsa olmazları neler?
Gerçekçi hikayeleri, izleyiciyi ve oyuncuyu içine alabilen projeleri çok seviyorum. Adını Feriha Koydum böyle bir işti, herkesin başına gelebilecek veya etrafında görebileceği bir hikayesi vardı.
KAYIP ŞEHİR’DE GÖKÇE’NİN ROLÜNÜ OYNAMAK İSTERDİM
Son zamanlarda ekranda olan işlerden birinde ben de bir gün böyle bir rol oynasam dediğin bir iş oldu mu?
Oldu… Kayıp Şehir’de Gökçe Bahadır’ın rolünü oynamak isterdim. Çok güzel gözlem yapabileceğin, gerçek bir roldü. Ben nasıl oynarım diye düşünerek izlemiştim.
Peri Masalı ilk sinema filmindi. İlki seçerken neye dikkat ettin?
Çok sinema filmi teklifi geldi, ilk olduğu için özenli davrandım. Peri Masalı’nın senaryosu, gerçek hikaye olması ve anlatımı beni çok etkiledi. Senarist ve yönetmenin Biray Dalkıran olması da ilki seçmemde yardımcı oldu.
Peri Masalı’nın gişesi senin için mutluluk verici bir rakama ulaştı mı?
İzleyen kaç kişi olduysa hepsinin verdiği bedelin karşılığını alarak salondan ayrıldığını umut ediyorum. İzleyicinin niceliğinden ziyade yorumlarının ve filmin niteliğiyle ilgileniyorum. Bana şu ana kadar kötü bir yorum gelmedi, bu da beni mutlu ediyor. Bir de filmin kitabı çıktı, DVD’si çıkacak Peri Masalı henüz yolculuğunu tamamlamadı, birçok kişiye daha ulaşacak…

Hayat enerjin yüksek çok esprilisin, güler yüzlüsün…
(Gülüyor) Benimle vakit geçiren insanlar mutsuz olmazlar…
Karşımda genç ancak bir o kadar da olgun konuşan bir kadın görüyorum. Bu olgunluğun sebebi yaşamın bugüne kadar sana getirdikleri mi?
Evet herkesten duyuyorum bunu, çok küçük yaşta çok büyük isimlerle çalışınca ister istemez erken büyüdüm. Gerçek hayatla erken yüzleştim ve sanırım bu yüzden erken olgunlaştım. Çocuk oyuncu olmak şanssızlıktır denir, ben çocuk oyunculuğun çok avantajını yaşadım. İşimi hep çok severek yaptım, ailem bana hep destek oldu. Tek dezavantajım şu olabilir, çok fazla hata yaptığımı düşünmüyorum, kontrolcü ve mükemmeliyetçiyim.
Hayatta yaptığın en büyük hata neydi?
Sanırım hala da yapmaya devam ettiğim bir hata var. İnsanları kendim gibi görüyorum ve çok kolay güveniyorum ve zarar görüyorum. İyi bir insan olmaya çalışıyorum, karşımdakinden de bunu bekliyorum. Oyuncu olarak empatiden besleniyorum,bu da beni duygusal bir insan yapıyor.
Empati kurmaya çalışırken sosyal ağlardan kimi zaman olumsuz eleştiriler de alıyorsun görüyorum.
Elbette… Örneğin Soma’daki facia şu an bile konuşmamı zorlaştırıyor. 300 işçinin öldüğü söyleniyor, rakamın da önemi yok, biri de bir bini de bir… Ateş düştüğü yeri yakıyor, siyasette fanatizm olmamalı. İktidarı da muhalefeti de savunabilirsin ama önce insanlık önemli. Yazdığımız her şeye ön yargılı bakanlar var, kutuplaşma var. Çok üzülüyorum…

FUTBOLDAN ANLAMAK BİR KADIN İÇİN AVANTAJ
Ciddi bir futbol sevgin olduğunu biliyorum. Aktif bir taraftarsın, derneklere üyesin maçlara gidiyorsun biraz daha zorlasan takıma transfer yapacaksın…
(Gülüyor) İlk kadın futbol menajeri olacak kıvama geldim gerçekten… Dünya’da bile yok sanırım 🙂
Seni bir futbol programında görebilir miyiz?
Projelerimiz var, ne zaman hayata geçer bilmiyorum ama ben de istiyorum.
Uluslararası maçları da takip ediyorsun.
Beşiktaş benim için bir aşk, İngiltere liginde de Chelsea’yi takip ediyorum. İki takım tuttuğum söylenebilir ama Chelsea değişebilir baki olan Beşiktaş.
Futboldan anlayan kadınların erkeklere çekici geldiği söylenir, bu avantajın varlığına inanıyor musun?
(Gülüyor) Futboldan “pasif ofsayt”ına kadar anlıyorum ve bunun bir kadın için önemli bir avantaj olduğuna inanıyorum çünkü erkeklerin hayatında futbol önemli bir yer kaplıyor. Birlikte çok keyifli maç izleyebiliyorsun mesela…
“AŞIK OLDUM AMA AŞKI YAŞAYAMADIM”
Güzel ve zeki biri olmak erkekler için korkutucu mu?
Benim için diyorsan öncelikle teşekkür ederim 🙂 Erkekler akıllı, güzel bir kadını ideal olarak anlatırlar hep ama ne hikmetse o kadına ulaştıkları zaman da zor gelip ve kaçıyorlar. Halbuki ben karşımda benden de zeki adam isterim, zekasından şüphe ettiğimde de hiç düşünmeden bırakırım hiçbir şey umurumda olmaz.Yapamam çünkü.
Sen de zor erkek seviyorsun o zaman…
Zor erkek var mı bilmiyorum? (Gülüyor) Günümüzde artık ulaşmak değil de ilişki yürütmek zor, çevremde mutlu ilişki kalmamış olması beni ürkütüyor. Vicdan, şeref ve zeka sahibi olsun gerisi hallolur bence.
Bebek ve çocukları çok seviyorsun. Nedir bu çocuk aşkı, hormonal bir durum mu?
(Gülüyor) Çocuk sevgimi anlayan takipçilerim fotoğraflarımla oynayıp bana hamile fotoğrafları bile yaptılar. Erken anne olmak istediğimi herkes biliyor yani. Her kadın sevdiği adama benzeyen bir oğlu olsun ister…
Bu cümleyi kuran kadına çok net soruyorum: Aşık mısın?
Aşk olmadan yaşayamam ben ama bu sadece karşı cinse olan aşk değil. Aşkta acı çekmek yoktur ama tutkuda vardır,bu yüzden bence karşı cinse duyulan şey aşktan ziyade tutku… Sen de karşı cins özelinde soruyorsan çok tutkun olduğum biri oldu.
Sonra ne oldu?
Aşkı tam anlamıyla yaşadın mı dersen galiba yaşayamadım.
Aşık oldun ama aşkı yaşamadın…
Evet ama bunu hak ettiğimi düşünüyorum.
Röportaj: GİZEM KABOĞLU
Dipnot Televizyon yazılarını ve çok daha fazlasını Dipnot Tablet dergide okuyabilirsiniz.
App. Store’dan iPad ve iPhone’nunuza ÜCRETSİZ indirmek için tıklayınız