Hayat Şarkısı, salı akşamları özellikle kadın izleyicinin gözdesi oldu. İlk bölüm itibarıyla yükselen ivme son birkaç haftada durağan bir seyir izliyor. Bugünlerde sık sık duyduğum soru ise şu: “Ya o evlenicem diyen çocuklu bir dizi var ya o tuttu mu?” Hayat Şarkısı’ndan bahsediliyor, dizinin dillere destan çocuk oyuncuları kadar izleyicinin zihninde yer eden diğer nokta olan “tuttu mu?” veya “tutar mı?” sorusu. Gelin beraber cevap arayalım.

Hikaye genel hatlarıyla 8 yaşından bu yana köye gelen bir oğlan çocuğuna (Kerim) aşık olan bir kızın (Hülya), türlü oyunlarla o adamla evlenmesini ve İstanbul’da yaşadıklarını anlatıyor. Ana karakterimiz Hülya, bu oyunlar içinde kendi babasının ölümüne, kız kardeşinin (Melek) köyde adının çıkmasına bile neden oluyor. Hikaye içinde; kadının düğün gecesi kendisini terk eden kocası Kerim’in peşinden Almanya’ya gitmesi de, kocasının başkasından olan çocuğunu satın alıp nüfusuna geçirmesi ve bu şekilde adamla evli kalması da var. Hikaye Hülya ile Kerim’in gerçekten karı koca rolü yaparak İstanbul’a döndüklerinde, Hülya’nın ablası Melek ile Kerim’in evli ağabeyi Hüseyin’in gizli aşkının başlaması ile iyice dallanıp budaklanıyor. Fakirlikten zenginliğe, karşılıksız aşktan evliliğe uzanan, Hülya’nın 20 yılını anlatan dizi, flashback sahneleri ile de beğeni topluyor.

EKRANIN YENİ GÖZDELERİ “GRİ” KARAKTERLER
Burcu Biricik’in canlandırdığı Hülya, aslında o bildik Filiz Akın rolleri gibi safi iyi bir başrol değil. Yeni nesil Kara Melek olarak konuşulan Hülya karakteri karton bir tip olmaktan çok uzak. Biraz kötü, çokça kurnaz, kıskanç ve gözü pek… Dizi tuttu mu sorusunun yanıtı burada gizli, evet… Hülya hepimizin kişisel gelişim kitapları, nefes terapileri, yoga ve meditasyon teknikleri ile yontmaya çalıştığı hırslarının biraz abartılmış karşılığı… Açıkçası Burcu Biricik’in de bu rolü tam da bu nedenle, hem iyi hem de kötü yanları olduğu için istediğini de biliyorum.
Ekranda son yıllarda yükselen bu “gri” karakterlerin diğer örnekleri olarak Aşk-ı Memnu’nun Bihter’ini, Kara Ekmek’in Asiye’sini, O Hayat Benim’in Efsun’unu da sayabiliriz. Hatta bu son iki karakterin biraz daha şehirli ve üniversite okumuş hali diyebiliriz Hülya için… Dizinin bir diğer güzel yanı ise (Hayat Şarkısı da bir Kore uyarlaması) Kore dizilerinde pek olmayan nedensellik gereğinin Hayat Şarkısı’nda dolgulanması. Yani karakter bir harekette bulunuyorsa bir nedeni var, uyarlamalarda genellikle atlanan bu detaylar dizide işleniyor. Bu da Mahinur Ergun’un başarısı. Bana kalırsa dizide Kore’den arta kalan, tüm karakterlerin tek bir ortak sorunu var o da hepsinin kendi kendine konuşması, ah bu sorun bir aşılsa…

HAYAT ŞARKISI’NIN EN ZAYIF HALKASI KERİM
Dizi tuttu hemfikiriz, peki başarısını korur veya reytingini artırır mı derseniz. Orada düğüm Kerim karakterinde… Bu dizinin en zayıf halkası şu an o. Birkan Sokullu’nun canlandırdığı karakter stil sahibi, okumuş, şehirli, iyi ve romantik bir ada, taze bir baba… Yalnız dizinin bir türlü reytinglerde Survivor veya Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ı geçememesinin de bence nedeni…
Bağımlı bir kişilik çizen Hülya’nın dizinin başından bu yana bağlanma problemi olduğunun işaretini veren Kerim’e “asalak” olması zaten dizide dikkat çekici olandı. Kerim’in bu özgür, ulaşılması zor, güçlü ama yalnız erkek imajından çıkıp babalaşması hem aşkı imkanlı hale getiriyor hem de karakterin omurgasını yok ediyor. Art arda bölümlerce sürekli sarhoş gördüğümüz Kerim’in kahramanlaşması şart! Hülya’nın kurnazlıklarını o kadar içselleştiriyor ve seviyoruz ki, onun daha kahraman ve dik duruşlu bir adamı parmağında oynatmasını bekliyoruz. Aynı Muhteşem Yüzyıl’da Hürrem’in sevilmesinin bir nedeninin de Kanuni’nin güçlü bir kahraman olması veya bir romantik komedi örneği olan Kiralık Aşk’ta bile arkasından dolaplar çevrilen Ömer’in otoritesinden ve içsel yalnızlığından şüphe duymamamız gibi… Kerim’in babasına karşı çıkması, son sözü söyleyen olması, iktidar ve güç kazanması, masaya yumruğunu vurması ve tüm bunlar olurken aile içinde “öteki” kalması şart. Kerim’in iş dünyasında güçleneceğinin sinyallerini alsak veya Hülya ile kavgalarında biraz olsun tavrını ortaya koymaya başlasa da olmuyor. Kadın izleyicinin özdeşim kuracağı Hülya’da sorun yok, ancak uğruna dalavere çevireceği adam için de biraz tehlike, otorite hatta güçlü bir ikinci kadın görmek şart, ancak bu izleyiciyi tatmin edecektir. Kerim’in bebeğinin gerçek annesi Filiz hikayesi artık bir aşk üçgeni yaratmıyor, zira izleyici de Kerim’in bıktığı kadar nefret ediyor Filiz’den. Bu aşka biraz daha imkansızlık gerek… Hülya’yı savaşa sokacak, Kerim’i güçlendirecek imkansızlı

600 METREKARE KÖŞKTE ÇALI SÜPÜRGESİ VAR!
İkili ilişkilerin yanında Hayat Şarkısı bize farklı trajedileri anlatıyor, kozmopolit özellikleri ile izleyiciye çekici geliyor. Başarının arkasında yatan bir sebep de Almanya’da büyüyen Türkiyeli gençlerin de (Mahir ve Filiz), köyden kente göçüp zenginleşen Cevher ailesinin de, köyden üniversite okumak için çıkan ve gözü kötülüklerle açılan Hülya’nın da, her zamanın ve durumun günah keçisi Melek’in de dizide olması.
Ahmet Mümtaz Taylan’ın canlandırdığı baba Bayram Cevher, 80 sonrası zenginleşen Anadolu girişimcilerine iyi bir örnek; hala yerel şivesini bırakmaması, 600 metrekare evde çalı süpürgesi görebilmemiz, hatta kimi sonradan görme davranışlar inandırıcılık açısından hem hikayeyi kuvvetlendiriyor, hem de izleyiciye “tanıdık” bir karakter gözlemi sağlıyor. İlk bölümlerde metresinden de bir çocuk sahibi olduğu ortaya çıkan iş adamı Bayram Cevher, her birimizin tanıdığı köyün zenginleşen ve şehirli olan bir akrabası gibi… Dizilerde aradığımız geleneksel ayağın ta kendisi bu şehir ile köy arasında sıkışmışlık hali. Bu geleneksel kanal ihtiyacı O Hayat Benim’de Gelincik çıkmazı ahalisi, Kiralık Aşk’ta Defne’nin mahallesi, Paramparça’da Gülseren ve ailesi üzerinden tanımlanıyordu örneğin. (Paramparça’nın reytinglerindeki son bölümlerdeki kayıp da Nurgül Yeşilçay’ın değil, Gülseren’in yani gelenekselin diziden kopuşunun sonucu.)
Özetle, Hayat Şarkısı son zamanlarda ekranda iyi bulduğum ve ilk bölümünü izlediğimden bu yana yürüyeceğinden emin olduğum bir iş. Bahsettiğim riskler atlatılırsa, Kerim kahramanlaşır, Hülya ile Kerim aşkı imkansızlaşırsa biz bu şarkıyı uzun süre dinleriz… Uyarlandığı Kore dizisine bakınca önümüzde onlarca bölüm, sıkı malzeme var. İzlemediyseniz bu diziye bir şans verin, gerçekçi bir anlatım, hem güldüren hem de ağlatan, hayatın içinden diyaloglar göreceksiniz. Dizi her Salı 20.00’de Kanal D’de.
Son olarak not: Ayrıca parantez açmalıyım, yıllardır ekranların bu denli iddialı sarışın bir başrol yoktu, farkına varılmalı ki Burcu Biricik o tahtın artık en güçlü adaylarından biri…
İyi seyirler…
Yazı Mayıs 2016’da Dipnot Tablet Dergi’de yayınlanmıştır.
Gizem Merve Kaboğlu