FEMİNİST, AŞÇI, TÜRKİYE’NİN GENÇ YILDIZI… HAZAL KAYA’YI YAKINDAN TANIMAK İSTER MİSİNİZ?

Ayağını bastığı takozu bile ünlü eden genç bir oyuncu… Şaka bir yana Hazal Kaya’dan bahsediyorum. Birçok izleyici için Aşk-ı Memnu ile ünlü bir isim haline gelen Kaya 1990 Gaziantep doğumlu. 1 Ekim tarihinde dünyaya gelen genç oyuncu bir terazi burcu kadını. Hakkında en merak edilen sorulardan birine hemen cevap vereyim Hazal Kaya’nın boyu 1.58 ve tam adı Leyla Hazal Kaya. 8 aylıkken dünyaya gelen Kaya ilkokulu Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulu’nda, liseyi İstanbul İtalyan Lisesi’nde okudu ve Balat’ta büyüdü. İstanbul Bilgi Üniversitesi Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi, Performans bölümüne 2009 yılında girdi. Sanatın çeşitli alanlarıyla küçük yaşlarda ilgilenmeye başlayan Hazal Kaya 7 yıl boyunca bale ve keman dersleri aldı.

Hazal Kaya kimdir
Hazal Kaya kimdir

MARAL DİZİSİ DE FİNAL KARARI ALDI

2006 yılından bu yana ekranlarda olan Kaya, Tofita, Ritmix ve Nescafe reklamlarının yanı sıra Sıla Taşların Sırrı ve Acemi Cadı dizilerinde de konuk oyuncu olarak rol aldı. “Genco” dizisinde Genco’nun kız kardeşi Özge karakterini canlandırırken Aşk-ı Memnu’daki Nihal ve Adını Feirha Koydum dizisindeki Feriha rolleriyle kitlelerce tanındı. Son Yaz Balkanlar’da Emine, A.Ş.K. dizisinde de Azra rolünü üstlendikten sonra ekranlara Maral adlı diziyle dönen genç oyuncunun yüzü her üç dizide de reytinglerden yana gülmedi. Kısa sürede ekranlara veda eden A.Ş.K’ın ardından TV8 ekranlarına gelen Maral da final kararı aldı.

Çalgı çengi, Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm, Ay Büyürken Uyuyamam, Bu Son Olsun, Mavi Dalga ve İtirazım Var ise güzel oyuncunun filmografisinde yer alan sinema filmleri. İtalyanca da bilen Kaya İtalya’da düzenlenen Roma Türk Filmleri Festivali’nde meslektaşı Mete Horozoğlu ile birlikte sunuculuk yaptı.

Hazal Kaya biyografi
Hazal Kaya biyografi

BABAM DİNDAR ANNEM SOSYALİST

Genç oyuncu 2011 yılında Elele dergisine verdiği röportajda babasını “dindar” olarak tanımlarken annesini ise “feminist” ve “sosyalist” olarak tanıtıyor. Anne ve babası avukat olan oyuncu 7 yaşındayken anne ve babası boşanma kararı aldı, Kaya iki tarafa da saygı duyduğunun altını çizse de annesinin dünya görüşünün üzerinde büyük etki yarattığını da belirtiyor. Demeç ve röportajları kadar dizide rol almak istemediği sahnelerle (bekaret kontrolü sahnesinde rol almayı reddettiği iddia edilmişti) ve sosyal sorumluluk projeleriyle de kadın hakları konusunda akvitist kimliğini açığa çıkaran Hazal Kaya’nın annesi de Mor Çatı kadın dayanışma derneğinin kurucularından. Ayşegül Kaya ayrıca İstanbul’un tarihi dokusunu ve efsaneleri ile beraber anlatan rehber İstanbul Bitmeden adlı kitabın yazarı. Kitap, 2013 yılında İnkılap Yayınevi aracılığıyla okurlarla buluştu.

Hazal Kaya Kim
Hazal Kaya Kim

HİÇBİR ERKEK BANA MİNİ ETEK GİYMEYECEKSİN DİYEMEZ!

Kaya mini etek konusundaki röportajıyla bir dönem gündem yatamıştı, başarılı oyuncunun sözleri birçok kadına örnek niteliğinde: bana kimse “Mini etek giymeyeceksin” diyemez mesela ya da sadece kadın olduğum için kimse bana bir şey söyleyemez. Çünkü bazen, bazı cümleler sadece kadın olduğunuz için kurulur size.”

HAZAL KAYA AYNI ZAMANDA PROFESYONEL AŞÇI

Ünlü oyuncunun bilmediğimiz yönlerine gelirsek. Hazal Kaya Mutfak Sanatları Akademisi’nde profesyonel aşçılık eğitimi aldı. Önce 8 haftalık yarı profesyonel bir eğitimle gastronomi merakının önünü açan genç oyuncu ardından profesyonel eğitime başladı.

Bir dönem aldığı kilolarla gündeme gelen Kaya, şeker hastası. Sıkı bir diyet ve egzersiz programıyla eski hali dönen ünlü oyuncunun kamp günleri ise Amerika’da geçti. Şimdilerde fit görünümüyle dikkat çeken Hazal Kaya, süre zarfında Edgemar Acting Studio’da Michelle Danner’dan da oyunculuk dersi aldı.

Hazal Kaya hangi takımlı sorusunun yanıtı ise Beşiktaş…

Hazal-Kaya-Besiktas-Dergisi

ARAP DÜNYASININ STARLARI ARASINDA

2015 yılında Türk dizilerini yayınlayan ve Türk magazin dünyası ile ilgili özel programlar yayınlayan Birleşik Arap Emirlikleri merkezli MBC kanallarında yapılan anketin sonuçlarına göre en fazla beğenilen Türk kadın sanatçılar anketinde 4. sırada yer aldı.

2014 yılında Malezya’da bir kozmetik markasının reklamı için kamera karşısına geçen ünlü oyuncu, bu reklam karşılığında 2 milyon dolar ücret aldığı iddia edildi. Hazal Kaya’nın rol aldığı güzellik ürünü reklamı, birçok Arap ülkesinde yayınlandı. 

https://www.youtube.com/watch?v=dXBVFuZyQCg

LEYLA, AŞKI MECNUN’DA BULDU

fft18_mf7065805

Hazal Kaya’nın adı daha önce tiyatrocu Sarp Bozkurt ve fotoğrafçı Cahit Baha Pars ile anıldı. Uzun birliktelikler son bulduktan sonra da ilişki sürecindeki gibi aşk hayatı konusunda demeç vermek istemeyen ünlü oyuncu şimdilerde meslektaşı, Leyla ile Mecnun’un Mecnun’u Ali Atay ile birlikte. Kameralardan uzak bir aşk yaşayan iki sevgilinin görüntüleri nadir olarak kameralara yansıyor.

Yakışıklı Oyuncu Emre Koç İle “Eski Sevgiliyi Unutmanın 10 Yolu”

Televizyon izleyicileri onu Adını Feriha Koydum ile tanıdı, tiyatro ve sinema izleyicilerinin aşina olduğu bir isim Emre Koç. Kendisi ile yeni projeleri, “nasıl bir tiyatro hareketi”ni ve hayatı konuştuk. Dizi ve sinemada hep sert ve kötü adam rolleriyle ekrana gelen Emre’yi bu samimi sohbetle ağırlamayı uzun zamandır istiyordum zira kendisi ekrandan, beyazperdeden tanıdığınız kişiyle ilgisiz. Neyse, dilerseniz ben anlatmayayım okuyun ve şakacı, hoşsohbet Emre Koç ile siz tanışın. Şaşıracağınıza eminim…

Emre Koç Kimdir?
Emre Koç Kimdir?

İlk adının Hüseyin olduğunu öğrendim bak biz bunları, daha ilk adını bile bilmiyoruz. Nasıl bir çocukluk geçirdin, kardeşler, aile bahsedelim mi biraz?

Çok kullanmadığım hatta zaman zaman unuttuğum bir isim diyebilirim… Sanıyorum çocukluktan kalma bir alışkanlık.  4 erkek kardeşiz…  Babamın işi gereği çocukluğumuzu daha çok annemizle geçirdik. Bu yüzden Annem hem arkadaşım, hem dostum diyebilirim… Abimler de babamın yolundan giderek lojistik işiyle uğraşıyor, üniversite sınavlarının sonucunu bekleyen kardeşimde sanırım bu yoldan devam edecek. Aile de sanata karşısı ilgisi yüksek olan tek ben olmuşumdur. Bu yüzden onlara kendimi ispatlamam biraz uzun sürdü diyebilirim.

Okumaya devam et Yakışıklı Oyuncu Emre Koç İle “Eski Sevgiliyi Unutmanın 10 Yolu”

İZLEYİCİNİN SON GÖZDESİ BARIŞ KILIÇ: KADINLARIN DİLİNDEN ANLIYORUM!

Güllerin Savaşı dizisi ve Seni Seviyorum Adamım filmi ile gündemde olan oyuncu Barış Kılıç ile Dipnot Tablet için sözleştik. Kadınların son gözdesi olan yakışıklı oyuncunun hayranları röportaj esnasında da defalarca söyleşiyi tebriklerle renklendirdiler. Ekranların en karizmatik jönü ile tanışmaya hazır mısınız?

Barış Kılıç Röportajı
Barış Kılıç Röportajı

Şu anda çocukluk hayallerine ne kadar yakınsın?

Buna hayal demek ne kadar doğru bilmiyorum ama çocukken hep kalabalıklara hitap edeceğimi hissediyordum. Bu politikayla veya sporla ortaya çıkabilirdi o zamanlar bilmiyordum. Buna bende oyunculuk vesile oldu. İçimde birikmiş bir sürü hikayem vardı ve anlatma şansı elde ettiğim için mutluyum.

Okumaya devam et İZLEYİCİNİN SON GÖZDESİ BARIŞ KILIÇ: KADINLARIN DİLİNDEN ANLIYORUM!

Sedef Şahin Röportajı, Aşık Oldum Ama Aşkı Yaşayamadım!

Oyuncu Sedef Şahin ile Dipnot Tablet okurları için keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Arkadaşım olması avantajıyla tüm sorularımı çekinmeden sordum, Sedef Şahin de samimiyetle hiçbir soruyu yanıtsız bırakmadan televizyon dünyasından, sinema filmine, futboldan aşk hayatına kadar tüm soruları yanıtladı. Kahkaha dolu olan röportaj sizin de yüzünüzde bir tebessüm bırakacak…

Sedef Sahin  Roportajlari
Sedef Sahin Roportajları

Bir süredir ekranlardan uzaksın, en son Peri Masalı ile beyazperdedeydin. Neler yapıyorsun bu ara?

Projeleri değerlendiriyorum, görüşmeler yapıyorum, içime sinen projeyi bekliyorum.

 

İçine sinecek projenin olmazsa olmazları neler?

Gerçekçi hikayeleri, izleyiciyi ve oyuncuyu içine alabilen projeleri çok seviyorum. Adını Feriha Koydum böyle bir işti, herkesin başına gelebilecek veya etrafında görebileceği bir hikayesi vardı.

KAYIP ŞEHİR’DE GÖKÇE’NİN ROLÜNÜ OYNAMAK İSTERDİM

Son zamanlarda ekranda olan işlerden birinde ben de bir gün böyle bir rol oynasam dediğin bir iş oldu mu?

Oldu… Kayıp Şehir’de Gökçe Bahadır’ın rolünü oynamak isterdim. Çok güzel gözlem yapabileceğin, gerçek bir roldü. Ben nasıl oynarım diye düşünerek izlemiştim.

  Okumaya devam et Sedef Şahin Röportajı, Aşık Oldum Ama Aşkı Yaşayamadım!

Ekranların Efsane Anneleri

Anneler Günü’nde televizyonun efsane annelerini anmadan olmaz diye düşündüm. Ekranların en efsane annesi ise benim için tartışmasız Beyhan Saran… Gelin ondan başlayarak ekranların efsane annelerini analım. Ferhunde hanımlar, Ferhunde Hanım ve Kızları ve Bizim Evin Halleri… Yaşı şimdilerde 20 ve 30’larda olanlar bu dizilerle büyüdüklerini inkar edemezler. Beyhan Saran ekranların, çocukluğumuzun ve elbette Ferhunde Hanımlar’ın annesiydi. Binlerce bölüm canlandırdığı karakterle adeta özdeş hale gelen Saran, televizyonun en efsane annelerinden biri…

Ferhunde Hanımlar
Ferhunde Hanımlar

Ekranda en çok anne karakterini oynayan Vahide Perçin de listede. Adını Feriha Koydum’da Zehra’nın örgü saçları, Hürrem’in sert duruşu, Annem’in pazarcı fedakar kadını ile Perçin unutulmaz anne canlandırmalarıyla TV tarihine adını yazdıranlardan…

Muhteşem Yüzyıl Dizisi
Muhteşem Yüzyıl Dizisi

Okumaya devam et Ekranların Efsane Anneleri

Melih Selçuk Röportaj: EKRANDA FARK YARATMAK İÇİN İŞ İZLEYİCİDE BİTİYOR

Pis Yedili’nin Rüzgar’ı, Adını Feriha Koydum’un Mehmet’i, Kasaba’nın Hüseyin’i Melih Selçuk ile diziler ve televizyon dünyası üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Cine Dergi’den Gizem Kaboğlu’nun sorularını yanıtlayan Selçuk, yönetmenlik hayalinden, film projesinden dizilere bakışına kadar pekçok soruyu içtenlikle yanıtladı. 1984 doğumlu, Mardinli geniş bir ailenin çocuğu olan Selçuk ile dizilerin Doğu’ya bakışına da değindik, sıkı izleyicisi olduğu yabancı dizilere de… İşte Melih Selçuk’un fikir dünyasına kapı aralayacak, satır araları da satırları dolduran cümleler gibi düşündürücü ünlemlerle dolu o röportaj:

Melih Selçuk Röportajı
Melih Selçuk Röportajı

Şu önermeye katılır mısın: “Ekrandaki tüm diziler birbirinin aynı.” Sence ekranda fark yaratmak için ne tür riskler alınmalı?

Hepsi ayndiı değil de belirli kalıplar var ve her bir zi bu kalıplardan birine girmeye çalışıyor bence. Ne yazık ki bu Türkiye’de hep böyle oldu. Yeşilçam’a da baktığımızda birbirinin aynısı binlerce film görüyoruz. Buna alışan bir kitlenin dizi konusunda farklı davranmasını beklememiz hata olur. Kısacası izleyici zaten bu tür diziler istiyor. Arada farklı diyebileceğimiz yapımlar tabii ki oluyor başarılı olanları da oluyor ama yeterli değil bu. İş izleyicide bitiyor.

Okumaya devam et Melih Selçuk Röportaj: EKRANDA FARK YARATMAK İÇİN İŞ İZLEYİCİDE BİTİYOR

Adını Feriha Koydum İzleyicisi için Bitmedi!

Adını Feriha Koydum’un izleyicisi için sona ermediğini daha önce defalarca yazdım. Fanların ısrarlı mesajları, tweetleri, emek harcayarak hazırladıkları video dizinin ve dizideki aşkın onlar için ne kadar özel olduğunun ispatı.

Hazal Kaya ve Çağatay Ulusoy ikilisinin uyumunun yanı sıra hikayenin dinamikleri de bu başarının sebebi. (Aşağıda linkini vereceğim yazıda zaten bu dizinin neden tuttuğunu, Emir ile Feriha aşkının neden bu kadar çok sevildiğini yazmıştım. Dileyenler okuyabilir.)

Sizleri izleyicilerin Feriha ve Emir için hazırladığı video ile buluşturmak benim görevim. Buyurunuz:
[youtube=http://www.youtube.com/watch?v=TWqckLZZtKM&w=420&h=315]

Feriha Emir
Feriha Emir
Sedef Şahin Röportajı
Sedef Şahin Röportajı

 

 

ADINI FERİHA KOYDUM’UN KÖTÜ KADINI SEDEF ŞAHİN: “İzleyici Emir’e Feriha’dan Başka Bir Aşk Yakıştıramadı”

Hayatımıza çocuk oyuncu olarak giren tam anlamıyla ekranda büyüyen genç oyuncu Sedef Şahin ile populersinema.com adına keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Adını Feriha Koydum’daki Cansu’nun aksine karşımda alımlı, güler yüzlü ve olgun bir genç kadın duruyordu. Halihazırda röportaj yaptığım kişi arkadaşım da olunca ister istemez söyleşiden çok kayıt altına alınmış bir arkadaş sohbetini yazıya dökmüş oldum. Bebek’te bir akşamüstü kayda alınan bu sohbetin okurun da yüzünde içten bir gülümseme bırakması umuduyla sizleri Sedef Şahin’in televizyon ve tiyatro deneyimlerinden sinema hayaline, hakkında merak edilenlerden kişisel bilgilerine kadar pekçok açıklamanın bulunduğu bu hoş sohbetle başbaşa bırakıyorum.

ADINI FERİHA KOYDUM'UN KÖTÜ KADINI SEDEF ŞAHİN: "İzleyici Emir'e Feriha'dan Başka Bir Aşk Yakıştıramadı"

Sudan Bıkmış Balıklar, Hangi Dizileri Hatırlattı?

Sudan Bıkmış Balıklar ilk bölümüyle ekrana geldi, ben de dizinin yayın anında sosyal ağlarda yapılan yorumları diziyle beraber takip edip hem diziden hem de yorumlardan notlarımı aldım. İlk andan itibaren samimiyet taşıdığı belli olan dizi bana izlerken iki diziyi anımsattı, ikisini de farklı nedenlerle elbette…

Selim ile Zeynep’in zıtlaşmayla başlayan yakınlaşması, muhafazakar ailenin onlara gelecek vaat eden kızlarını kollaması, yakışıklı müzisyen Selim’in sevgilisini bırakıp kaza yaptığı Kaş’ta aşkı bulması vs vs… Klişeler üzerine kurulu, dizi terminolojisinde “reyting anahtarı” tüm noktaların değinildiği dizinin bir diğer “işi bilen insanların yaptığı dizi” olduğunu gösteren özelliği ise künyesiydi. Deniz Yıldızı adlı gençlik dizisiyle haftanın her günü reyting listesinde ilk 10’da yer alan Focus Film’in yapımcı olarak varlığı, Küçük Sırlar ve Melekler Korusun dizileriyle gençlerin objektifine en iyi aracı olan isimlerden biri Cevriye Demir’in yönetmenliği bu işbilirliğin göstergesi.

Gelelim dizinin bana neden ve hangi işleri hatırlattığına…

Dizideki muhafazakar aile çizimi, genç kadının üniversite ile şehir değiştirecek olması, yakışıklı gencin büyükşehri temsili, bir ebeveyn eksikliği ve en çok da dizinin “havası” bana Melekler Korusun’u anımsattı.
Onlarca bölüm yayınlanan, 2 kez (hatırladığım kadarıyla) iki farklı kanalda gündüz kuşağında bile fena izlenme oranları almayan, gençlik dizileri içinde aldığı ödülü en çok hak edenlerden biri olan Melekler Korusun benzetmesi burada kötü algılanmasın lütfen. Ancak o dizide de eleştirdiğim “muhafazakar aile” üzerinden pompalanan muhafazakar mesajlar ilk bölümden bile bu dizide de kendini gösterdi. Şortlu kızını evdeki delikanlıdan kollayan baba, genç kadının bir erkekle gezmesinin kara leke olarak görüleceği öngörüsü ve “senin başını öne eğecek bir şey yapmamıştır” savunması gibi diyaloglarda var olan mesajlar ideolojik makineler olan diziler içinde bu diziden de ilerleyen günlerdeki yazılarımda sıkça bahsedeceğimi kesinleştirdi. (İlk bölümden çok fazla analize girmeyelim diyorum…)
Aklıma gelen ikinci dizi ise Adını Feriha Koydum oldu. Hedef kitlesinin yakınlığı sosyal ağlarda “Yeni Feriha’mı buldum” yorumlarından da anlaşılıyordu. Üniversitede muhtemelen yeni bir çevreye karışacak kasabalı kızımız muhtemelen önümüzdeki bölümlerde Fatmagül imajından da sıyrılacak. Şehirli-kasabalı kıyasının bir şekilde yaşanacağı Selim karakterinin sevgilisi ve onun arkadaşlarından anlaşılıyor. Hem bu açıdan hem de dizideki kör kütük aşk anlatımından yeni dizimizdeki karakterlerin “Emir – Feriha” ikilisini anımsattığına şaşırmamak gerek.
Ailenin küçük kızının İstanbul’u fırsatlar şehri olarak görmesi, magazin programındaki hayatlara özenmesi, barlarda sarhoş olması gibi sahneler ilerleyen bölümlerde hangi damar üzerinden enjeksiyon yapılacağını da şimdiden hissettirdi. Kuşak çatışması, vizyon farklılıkları, şehir insanlarının karşılaştırması gibi detayları da Sudan Bıkmış Balıklar’da göreceğiz şimdiden belli.
İlk bölümden izleyenleri güldüren ufak tefek yanlışlıklar da yok değildi, ÖSYM’nin tercih listesine “İstanbul Hukuk” yazılması böyle bir ayrıntıydı. Evet kayda bile değmeyen bir ayrıntı gibi gelebilir size ancak “İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi” yazması gerektiğini de not düşmeden geçmek istemedim.
Gelelim dizi için yapılan yorumlara, dizi hakkındaki eleştirilerin temelini ismi oluşturuyordu. Gözlemlediğim kadarıyla en çok verilen referans ise “Eve düşen yıldırım” oldu. Down sendromlu bir gence oyuncu kadrosunda yer veren dizinin alkışı hak ettiği konuşulurken bir yandan da dizideki aileyi kendi ailesine benzetenler çoğunluktaydı. Bu da gerçekçiliğin yansıması tabii… Diziye yorum yazan çoğu sosyal ağ kullanıcısının “teenager” olduğunu ve kadın popülasyonuna dahil olduğunu da yazayım zira Burak Sağyaşar’ın fiziksel özellikleri uzunca konuşuldu sosyal medyada.
Dizi jeneriğinde görünen Cahit Beykay ismi bizi gelecek bölümlerde sürprizlerin de olacağının işareti, eğer yaz günlerinde Yeşilçam kokulu bir aşk hikayesi izlemek isterseniz Sudan Bıkmış Balıklar iyi bir alternatif olabilir. Aklınızda bulunsun…

Adına Feriha’dan Başka Bir İsim Koyulur Mu?

Adını Feriha Koydum 2 sezondur devam eden ve sıkı hayran kitlesiyle yalnızca “ticari bir iş” olarak kalmayan bir proje… Bu yazıyı yazmaya Armağan Çağlayan’ın haftalardır zaman zaman dizi hayranlarının mesajlarından bunalıp attığı “Bu bir dizi, bunu anlayın” tadında tweetleri üzerine karar verdim. Bu dizinin diğer dramalardan farkı neydi de izleyici bu kadar içselleştirdi, bu kadar gerçek ile hayal ayırt edilemez oldu? Hadi başlayalım…
Adını Feriha Koydum
Adını Feriha Koydum
Yeşilçam filmlerini bilirsiniz, zengin kadın fakir erkek veya tam tersi varyasyonlar filmlerde sık sık görülür ve film muhakkak fakirin de zengin olduğu veya bir şekilde fakir yaşamı “seçenek” olarak kabul edip huzur bulduğu mutlu sonlarla biterdi. Pembe panjurlu evde seçilen mutlu yuva hayali izleyiciyi gülümsetirken zengin eşini bulan fakir kadın veya adam önceliği para olmamasına rağmen zenginliğe kavuşur ama gözü aşktan başka bir şey görmezdi.
Henüz 2004 ve ardından 2009 krizinin izlerini sırtında taşıyan bir Türkiye tablosunun içindeyiz. Yıkılan yuvalar, iflası ilan edilen şirketler, aile için kavgalar, dolandırıcılıklar, zam haberleri derken teğer geçen kriz en çok duygusal dünyamıza teğet noktasında “değdi”. Yani ekonomik olarak yıkılmasa bile sarsılan Türkiyeli aileler belki de en çok duygusal açıdan yıprandı, sendeledi… Duyduğumuz hatta yaşadığımız bu hikayeleri fazla deşmenin alemi yok, gelelim diziye…
İşte tam da böyle bir dönemde ekranda yapılan işlerde “upward mobility” olarak anılan hareketlenmeyi daha sık görmeye başladık. Yani yukarıya doğru toplumsal hareketliliği… Ezel bu zamanlarda zengin olarak intikam aldı, Cemile patroniçe oldu, Hürrem Kanuni’yi kendine aşık etti… Haydi biraz daha geriye gidelim… 2003-2004 sezonunda Esma bir klişeyi uzun zaman sonra ekrana taşıdı müştemilattan malikaneye terfi ederek bir devrin kapılarını açtı. 2005 yılı… Gümüş köyden kente gelen fakir kadın olarak başladığı diziye hem zengin hem de aşkına sahip çıkan bir kadın olarak devam etti… Aliye modacı oldu, Ihlamurlar Altında’da fakir ama gururlu karakterimiz Yılmaz diziyi zengin ama mahallesinde yaşamayı tercih ederek noktaladı. Yakın dönem efsanelerinden Yaprak Dökümü her ne kadar “mutlu son” kavramını pek karşılamasa da kötülerin cezasını bulduğu dizide zenginlik peşinde olan Ferhunde’nin yıkımı bir anlamda tamah etmenin getireceği huzuru izleyiciye öğütledi. Ekranların en karanlık dizisi Kurtlar Vadisi’nde sıradan hayatından sıyrılıp en tepeye yükselen Polat imkansızın olmadığını kulağımıza fısıldarken, Hanımın Çiftliği’nde hanım olan kadın ilk bölümlerde yalnızca fabrika işçisiydi… Sanırım ne demek istediğim anlaşıldı… Klişe ama garanti reyting denen bu mobility meselesinin tuttuğunun son ispatı ise Adını Feriha Koydum oldu.
Dizide apartman görevlisi bir ailenin kızı zengin bir erkeğe aşık oldu ve ailesinin mesleğini gizleyerek aşkını yaşadı her şey ortaya çıkınca işler karışsa da dizide nikah masası göründü, Feriha mobilitynin en belirgin işareti olan ki adından da belli olan “Sarrafoğlu” soyadını nüfus kağıdına ekledi.
Nasıl magazin programlarının yıllardır ekranlarda kalmasının nedeni izleyicinin bir şekilde ekrandaki yaşamlara özenmesi ve merak etmesiyse ve genelde o magazin programlarına çıkan isimler yükseliş ve keşfediliş hikayelerini anlatarak pirim yapıyorsa dizilerde de bir şekilde “keşfedilip” mevki değiştiren karakterler izleyici tarafından kadraja alınıyor. Feriha, adını verdiği dizide mükemmel olmayışıyla puan topladı. Ailesi fakirdi, babasından dayak bile yiyordu, muhafazakar bir ailenin içinde gizlice özgürleşmeye çalışıyordu. Merdiven altında etek kıvıran Türkiye gençliğinin yansımasıydı. Öyle ki her gün dergilere çıkan playboy olarak nam salmış bir adama aşık olması ve o aşkın tek gecelik değil ömürlük olarak resmedilmesi Feriha’nın saf yanının Emir için çekici olması tam da o merdiven altında imaj değiştiren kadınların istediği şeydi. Yakışıklı, zengin, çapkın ama sevmeyi bilen ve güzel gülen bu erkek portresi hemen o kadınları yakaladı. Feriha’nın yükselişiyle beraber (Emir’le birlikteliği ve evliliğe kadar giden süreçten bahsediyorum) dizinin reytingleri de yükseldi. Çünkü artık Feriha izleyicinin ta kendisi, kurduğu hayaldi… Zengin olsa bile ruhu hala kapıcı dairesine ait olan, yeni girdiği o yeni çevrede aidiyetsizlik yaşayan Feriha, tırnaklarıyla kazıyarak bulduğu aşkını korumak için de çaba sarf etti. İzleyici o an algıladı, Feriha’nın yüzüne şans güldü ama bu yol zorlu ve şans yeterli değildi…
“Ben de zengin olabilirim ama çabalamam lazım, o da hala çabalıyor.”
Mucizelere inandıran ama mucize beklemek yerine memnun olunmayan o fakir grupta sürekli çabalamayı öğütleyen bu mekanizma ister istemez toplumdaki bu alt gelir grubundan izleyiciye “umudunu kaybetme” mesajı verdi. İsyanı önledi, umudu korudu, nabız yavaşlattı… Fırsat eşitsizliği olsa bile aşkta fırsatlar eşitlenebilir dedi… İzleyicinin gözü adeta hayallerle kamaştı kendi gerçeğini ekrandakiyle özdeşleştirdi ve Feriha’nın zaferiyle avundu. Feriha tüm fakir kesimi temsil ederken, Emir zengin tüm insanların yansıması oldu. Artık ekranda izlenen bir aşk hikayesinin yanı sıra sınıfsal ve statü merkezli bir yükselme savaşıydı. Zayıf olana merhamet gösterme, sahip çıkma, kollama güdüsü nasıl gruplarda yaşanıyorsa kendi grubundan olanın çektiği acı da izleyici tarafından öyle kollandı, sarıldı, sarmalandı…
Bu nedenle Feriha’nın (Emir esas oğlan olduğu için zenginler sınıfının ayrık otu olarak resmedilmekte) zenginlere karşı zaferleri (ki Emir’in annesi ve şımarık arkadaşlarına karşı hamleleri tam da bunlar oluyor) bireysel bir savaş değil bir grubun yükseliş efsanesinde yer alan meydan savaşları olarak kabul gördü.
Özetle Feriha yalnızca bir aşk hikayesinin esas kadını değil aynı zamanda sınıfsal bir mücadelenin de yenilmez neferi oldu…
Şimdi dizinin yalnızca Emir karakteriyle devam edeceği açıklandı bunca analizden sonra üçüncü sezonla ilgili bir öngörüye çok da ihtiyaç yok. Yeni gelen başroller daha alt sosyal gruplardan olmadıkça, yeni bir zafer tadı izleyiciye yaşatılmadıkça izleyici tatmin olmayacaktır. Bu tatmin sağlanmazsa aynen Doktorlar dizisinde asistan olan Ela’nın uzman doktorla ilişkisi sevilmişken yerine gelen İnci karakterinin sevilmemesi gibi eski başrole dönüş gereği duyulacaktır.
Son bir not: Armağan Çağlayan’ın “Bu sadece dizi, kendinize gelin” çırpınışlarının da kar etmeyeceğini ısrarla vurguluyorum, çünkü Adını Feriha Koydum izleyici için yalnızca bir dizi değil bir sınıf atlama vesilesi…