Bugüne dek farklı mecralarda yazdığım televizyon eleştirileri yazılarına ve röportajların arşivine ulaşabilirsiniz.
Kategori: Haberler
Dizi haberleri, televizyon haberleri ve sinema haberleri bu kategori altında yer almaktadır. Kategori sinema ve televizyon basın bültenlerinden oluşmaktadır. Dizi haberleri Türkiye’de ekrana gelen yerli dizi haberleri ve yabancı dizi haberleri ile çeşitlenirken dizi eleştirisinin yer aldığı arşiv blogunun güncel haber kaynağı olmasına destek vermektedir. En popüler dizi haberleri ile zenginleşen haberler kategorisinde özel dizi haberleri bulunmaktadır.
İzmir Narlıdere Belediyesi Popüler Müzik Korosu bir konser organizasyonu gerçekleştiriyor. Şef Ferda Yılmaz yönetiminde belleklerimize yer etmiş televizyon dizilerinin sevilen şarkıları seslendirilecek ve çok özel bir gösteri hazırlanacak. Çalışmaları titizlikle sürdürülen bu gecede sevilen oyuncu Cansel Elçin de konuklar arasında yer alacak.
Kanal 7 ekranlarında yayınlanan “Hayat Dediğin” günlük TV film kuşağı, yükselişiyle dikkatleri üzerine çekiyor. Dizi reyting sıralamasında ilk 100 program içinden ilk 30 içinde yer alıyor.
Hayat Dediğin Dizi
Her bölüm farklı konu ve oyuncularla Kanal 7 ekranlarında hafta içi her gün 18.45’te yayınlanan günlük TV film kuşağı “Hayat Dediğin” reytinglerde büyük başarı yakaladı.
Yapımcılığını DUKA FİLM’in üstlendiği ve İstanbul’un çeşitli yerlerinde çekilen “Hayat Dediğin”, çekimi, kurgusu ve montajı ile haftalık diziler kalitesinde. Her bölüm farklı konuları ele alan TV filmlerinde, yine her bölüm farklı oyuncular rol alıyor.
Türk gerilim yazarı Erol Çelik’in 4. Kitabı Ağlatan, raflarda.
“Her şey, gerçek olmasını istediğin şeyle ilgilidir…
Bu yüzden, merak edersin ve merakının peşinde koşarsın…
Bu yüzden, inanmak istediğin öyküyü yaşamak istersin…
Bu yüzden, kendin hayal etmişçesine o öykünün içinde olmak istersin…
Bu yüzden, sadece öykülerde olur zannettiğin bir aşk yaşamak istersin…
Bu yüzden, bir cadı masalına inanırsın…
Bu yüzden, hiç deniz olmayan bir yerde, deniz feneri öyküsüne inanırsın…
Bu yüzden, ağlamamak için çırpınırsın…
Her şey, gerçek olmasını istediğin şeyle ilgilidir…”
Çorak toprakların ortasında yemyeşil bir köy. Etrafında hiç deniz bulunmayan ama deniz feneri bulunan bir köy. Ağlayarak tedavi olan köylüler. Deniz fenerine mahkum yaşlı bir kadın. Karakterleri birbirlerinden çok farklı bir sürü ayyaş. Topal bir hancı. Asla sönmemesi gereken ışık. Ruhları kararmış adamlar. Yolu yanlışlıkla bu köye düşen bir gazeteci. Gerçekleri öğrenmek isterken, gerçek olmasını istediği olaylara sürüklenen bir gazeteci. Genç bir kızın kaderinde yaşamak isteyen ama gerçeği kaybeden bir gazeteci.
Erol Çelik yeni kitabında, gerçek olmasını istediğiniz şeylerin arasında dolaşıyor.
Türk gerilim yazarı Erol Çelik’ten, Ağlatan.
Başrollerini Hasan Kaçan, Tuğçe Kazaz ve Cem Kılıç’ın paylaştığı TRT1’in sevilen dizisi “Gönül Hırsızı” nın setinde, Hasan Kaçan’ın çekim arasında ateş püskürterek yaptığı şov, rol arkadaşlarını hem korkuttu hem de şaşırttı.
Çekimlerine Üsküdar Selimiye’de devam edilen “Gönül Hırsızı” dizisinde “Nadir Abi ” karakterini canlandıran Hasan Kaçan çekimlere ara verildiği sırada yaptığı ateş şovuyla rol arkadaşları ve dizi ekibine, heyecan dolu dakikalar yaşattı. Kameraların kayıtta olduğu o anlarda Hasan Kaçan ve rol arkadaşlarının yaşadığı heyecan dolu anlar izleyenlere de keyifli dakikalar yaşattı…
Her ay olduğu gibi Cine Dergi Şubat sayısında da dopdolu… Sinema yazılarının yanı sıra benim de TV yazılarıyla sizlerle buluştuğum dizi dergi için bu ay Vicdan dizisi hakkında yazdım. Dizi neden sevildi, neden tutmadı ve nasıl iz bıraktı sorularına yanıt aradığım Vicdan eleştirisi ile Kaçak dizisinin yıldızı oyuncu Berk Hakman ile gerçekleştirdiğim söyleşi de bu ay dergide kendine yer buldu. Berk Hakman röportajı ve Vicdan dizi yazısı bu ay benim imzamla Cine Dergi’de… Meraklılarına duyurulur… 🙂
Çok yakında Kanal D ekranlarında başlayacak olan Hatasız Kul Olmaz dizisinin başrol oyuncusu belli oldu. Ünlü oyuncu Murat Han, Osman Sınav’ın iki yıldır üzerinde çalıştığı dizinin başrolünde yer alacak.
Ünlü yapımcı Osman Sınav’ın iki yıldır üzerinde çalıştığı dizisi Hatasız Kul Olmaz adlı dizi, çok yakında Kanal D ekranlarında başlıyor. Usta Öykücü Mustafa Kutlu’nun “Zafer yahut Hiç” isimli eserinden ilham alınarak senaryolaştırılan dizinin başrolü için Murat Han’la anlaşılmasının ardından dizinin oyuncu kadrosu da tamamlanmış oldu.
Başrollerini Murat Han, Ertan Saban ve Ekin Türkmen’in paylaştığı dizi de sırlarla örülü bir kasabanın gizem, aksiyon ve eğlence dolu hikayesi anlatılıyor. Senaryosunu Ferda Eryılmaz’ın kaleme aldığı Hatasız Kul Olmaz dizi projesinin yönetmen koltuğunda ise Yasin Uslu oturuyor.
İstanbul Film Akademi’de Fırat SAYICI ile Uygulamalı Televizyon Programcılığı ve Yapımcılığı Atölyesi başlıyor.
12 hafta boyunca hafta bir gün ilerleyecek atölyede TV kanallarının ve programlarının işleyişi, program türleri, program fikri ve formatı oluşturma, stüdyo içi ve dışı programlar, ekip oluşturmak, programı çekmek, yayınlamak ve basın tanıtımı yapmak gibi konular üzerinde durulacak.
Sektörde 15 yıl boyunca bir çok programın yapımcılığını ve editörlüğünü üstlenen Fırat SAYICI atölye süresince katılımcılarla bir yada birden fazla program demosu hazırlayacaktır. Aynı zamanda sektörde çalışan ve alanında başarılı olmuş kişiler zaman zaman derslere konuk olarak katılacaktır.
TV Yapımcılığı Eğitimi
Başlangıç tarihi : 9 Mart 2014 Pazar 13:30 – 16:30
Gerçek bir hikaye… Bir seri katil… Soğuk kanlılıkla işlenen cinayetler serisi… Almanya’yı kana bulamış bir seri katil ile onun savunma avukatı arasındaki ilişki ve yorum farkı…
Sizlere izlediğim bir oyundan bahsetmek istiyorum. Ölü Aktörler Normal adlı oyunla 22 Ocak akşamı MekanArtı’daydı. Tiyatro yazıları yazmak işim olmadığında kısaca oyuna değinerek sizlere tanıtmakla yetineceğim.
Ölü Aktörler Normal
Öncelikle izleyeni rahatsız eden bir oyun Normal. Rahatsızlık kaynağı sahnede yere sürtünen zincirin sesi, ani çığlıklar veya oyunda göz göze geldiğiniz seri katil rolündeki oyuncudan ziyade metin… İçinizde bastırdığınız saldırganlık dürtüsünü sorgulatan oyun esnasında içimden Ortaçgil’in normal şarkısını mırıldanıp durmam boşuna değildi. “Nedir bu normal, biri anlatsın hemen yoksa ben miyim anormal…”
Benim de zihnimde sık sık sorgusunu yaptığım tabular oyunun ana konusuydu. Belki de bu yüzden bu kadar etkilendimi oyunun teknik eleştirisini tiyatro eleştirmenlerine bırakırken bende yarattığı zihinsel egzersizden bahsetmem gerektiğini hissediyorum. Olumlamadığı bir yapıyı toplum çökmesin diye desteklediğini söyleyen bir avukata karşı bir seri katilin “toplum diye bir şey yoktur” çıkışı sizi oyun esnasında neden ve nasıllara sürükleyebiliyor örneğin veya travmatik olarak özetleyebileceğiniz bir çocukluk geçiren Peter Kurten’in aslında bunun hayatında avantaj yarattığını belirtmesi ve “Bu dünyada masumiyet için uygun bir yer zaten yok.” demesi sizde soru işaretleri bırakıyor.
Gezi Parkı dönemi Ece Temelkuran’ın “artık herkesin bir hikayesi var” söylemini hatırladım bir de oyun içinde alakasız bir yerde. Peter Kurten ile avukatı Wehner arasındaki diyaloglarda vurgulanan “Çocuklarınıza anlatacak güzel bir hikayeniz oldu.” kısmı tam da oyundaki ihtiyaç vurgusunu destekliyordu. Aslında herkesin ihtiyaçları var, haz ihtiyacı belki sevişerek belki öldürerek tatmin edilebilir, yemek, içmek ve bir hikayeye sahip olmak. Önemli hissetmek de herkes için bir ihtiyaç olarak genellenebilir mi acaba? Wehner’in ilk cinsel birlikteliğini Kurten’in hayatına etkisiyle yaşamasını, ilk kez Peter sayesinde kayda değer bir hikayeye sahip olmasını da oyundaki ihtiyaç çemberinin içine alabilir miyiz? Belki… Üstüne sayfalarca eleştiri değil ancak soru işaretleriyle dolu bir düşünce yazısı kaleme alabileceğim bir oyun Normal.
Elbette sadece metin değil aklımdaki ünlemleri dürten… Rejinin ayrıcalıklı olarak sınıflandırılması da bunun göstergesi zihnimde. Flashback bölümlerde yanıp sönen ışıklar, sessiz oyunun yanı sıra el feneriyle aydınlanan yüzler bende iz bıraktı. Işık kullanımı oldukça dikkat çekiciydi… Müzik seçimi de… Her ne kadar müzikleri kısık bulup kimi zaman “birinin telefonu mu çalıyor” diye etrafa bakınsam da genelde oyunun içine girebildiğini belirtmeliyim. Öyleki çığlık çığlığa bir sahnede yerimde zıpladım ürkerek… Karanlıkta oynanan sahne beni gerim gerim gererken aslında avukat karakteriyle yaşadığım duygudaşlık oyuna ortak olduğumun belirtisiydi. Veronique’in ikili hayatından anımsadığım bir müziği duyduğumda bu yüzden gülümsedim. Oyun sonrası ekiple yaptığımız kısa sohbette psikanalitik yoruma açık olan oyunun Jung’un hayatımıza kattığı eşzamanlılık konseptini filmlerinde sıklıkla işleyen Kieslowski’nin filminin müziğiyle buluşması da tesadüften fazlasını anlatan bir “rastlantı”ydı benim için…
Sinir krizinden cinayet anlatısına, cinsel ilişkiden cinayet anlarına kadar pekçok farklı olayı geçiş içinde sunan oyun altmetniyle bende uzun süre düşünülecek. Seyirci olarak girdiğiniz oyunda kimi zaman jüri, kimi zaman ebeveyn konumuna alınarak oyuncularla yüzyüze kaldığınız Normal size de aynı sorguyu yaptıracaktır eminim.
“Katiller de çocuktular” klişesinden uzak toplum içinde anormalize edilen katillerin aslında normal olabileceği ve deli yaftasının insanın benliğinden kaçış olabileceği sorgusu üzerinde duran, 3 yıldır sahnelenen Normal oyununun artık son oyunları… Bir sonraki etkinlik ise 21 Şubat’ta MekanArtı’da… Bence kaçırmayın…
Dipnot: 16 yaşından büyüklerin izlemesi konusunda uyarı bulunan oyun belki yanıp sönen ışıklar sebebiyle epilepsi hastaları için de uygun olmayabilir. Böyle bir ibare görmedim ancak ben uyarayım.
Künye:
OYUNCULAR
JUSTUS WEHNER: Erdinç Güven
PETER KURTEN: Doğan Kecin
FRAU KURTEN: Selen Kurtaran
ÇEVİREN: Adil Onur Yurtcu
DEKOR TASARIM: Tamer Can Erkan
MÜZİK ARANJMAN: Orhan Enes Kuzu
REJİ ASİSTANI: Deniz İmer Mucur
MAKYAJ: Deniz Karaman
IŞIK TEKNİK: Ömer Güdül
SES TEKNİK: Deniz İmer Mucur
AFİŞ TASARIM: Fatih Doğan
Ölü Aktörler Hakkında:
Yeni dönem tiyatrolarından olan “Ölü Aktörler”, hızla akıp geçen zamanın içinde, hayatın özü olan “an”ın peşine takılarak, seyirciyle ortaklıklar kurmak için doğdu. Hep beraber kapatıldıkları mekân içerisinde seyircisini muhatap alan ekip, tiyatronun özü olan insan insana iletişimi, ölümcül tiyatronun soğuk nefesinden biraz olsun kurtarmak ve yaşanılan an’da paylaşmak amacıyla oyunlarını sahnelemek istemektedir.
Ölü Aktörler tiyatro Tamercan Erkan ve Erdinç Güven ile ilk yaşam belirtilerini 2011’in sonlarında vermeye başladılar. Doğan Kecin ile ayağa kalkan ve İncinur Daşdemir ile yürümeye başlayan “Ölü Aktörler”, ilk oyunları olan Anthony Neilson’nun “Normal” oyununu, Tamer Can Erkan’ın yönetmenliğinde Nisan 2012 de sahnelemeye basladılar.Ve yeni sezonda Selen Kurtaran ile yollarına devam ediyorlar.
Yamak Ahmet dizisinin yapımcısı Okur Film’in yeni projesi “Bir Yusuf Masalı” 19 Ocak Pazar günü Saat 19.50’de ilk iki bölümün arka arkaya yayınlanacak. Bu anlamda dizi sektöründe bir ilk yaşanacak.
Bir Yusuf Masalı Ne Zaman Başlıyor?
İstanbul’ da üç ayrı mekanda ve bir de çarşıda gerçekleşen çekimler için hem konaklar yenilendi hem de çarşı platosu yeniden inşa edildi.
Cinayet dizisi malumunuz yayına başladı, ilk bölüm nasıldı vs. sorularıma başka bir yazıda yer vereceğim. Bu kez değinmek istediğim ise dizinin sosyal medyanın yeni fenomen sitesi onedio’da yayımladığı içerik…
Cinayet Dizisi
Bizlere kapsamlı bir dedektif dosyası sunan Cinayet, diğer dizilerden alışık olmadığımız tanıtım adımıyla bir alkışı hak etti. Sponsorlu sayfa olarak açılan Onedio profilinde “Suçluların Korkulu Rüyası 10 Efsane Dedektif”i listeleyen Cinayet, aynı yapımcı ve senariste sahip olduğu Behzat Ç’yi de anmayı unutmamış.
Yazının sonunda dizi tanıtımına yer vererek polisiye meraklılarının dikkatini çeken dizinin tanıtım ekibine bir tebrik de benden…
(Yeni listeler bekliyoruz…. Bir de katiller listesi yapılabilir mesela veya dizilerdeki efsane cinayetler, katil tarafından kandırılan polisler vs.)